Doğum Ağrısı ve Epidural Anestezi

Doğum ağrısı, kendine has özellikleri olan, çok yönlü bir ağrıdır. Doğum sırasında, doğumun evrelerine göre ağrının şiddeti, süresi, yayılımı ve kalitesi değişir.

Doğum ağrısı, insanın hissedebileceği ağrıların en şiddetlilerinden biridir, ancak bunun yanısıra en hızlı unutulanıdır. Ağrı, doğumun başladığını bildiren biyolojik bir işarettir. Ancak doğumda ağrının mutlak eşlik etmesi gerekmez. Doğumun başlangıç dönemindeki ağrı, rahimin kasılmasına ve rahim ağzının gevşemesine neden olan ağrıdır. Bu yüzden, doğumda ilk dönemde ağrı genellikle bel, göbek ve kemik yapıda hissedilir. Doğumun ikinci evresinde ise, kemik çatının tabanının gerilmesi ve vajinadan kaynaklanan ağrı daha ön plana çıkar.

Doğum ağrısı bir kadının hayat boyu çekebileceği en güçlü ağrılardan biri olmasına karşın, en tatlı olanı ve en kolay unutulanıdır. .

Normal Doğumda Epidural Anestezi

Doğum eyleminin belli bir aşamasında tecrübeli bir anestesizt tarafından bel bölgesinde omuriliğe birkaç kat uzakta olan bir aralığa özel bir iğne yapılarak, içinden ince bir tüp geçirilir ve bu aralığa bırakılır. Bu tüpten belli aralıklarla ağrı kesici verilerek doğum eylemi sırasında, doğum esnasında ve doğum sonrasında ağrı duyusu engellenmiş olur. Böylelikle anne adaylarının sabrını ve dayanıklılığını zorlayabilen, normal doğumdan çekinmeye yol açan ağrılar engellenmiş ve ,oldukça rahat bir doğum için fırsat elde edilmiş olur.

Epidural Anestezinin İstenmeyen Etkileri Nelerdir?

Yeterli miktarda damar içi sıvı verilmez ve uygun pozisyon sağlanmaz ise %10-20 oranında tansiyon düşüklüğü görülebilir.
Geçici bel ağrısı oluşabilir.
%0. 5-1 oranında baş ağrısı olabilir. Bu baş ağrısı kalıcı değildir ve yaklaşık bir haftada geçer.
Kanama süresini artıran ilaçlar kullanılıyor ise veya ciddi kanama bozukluğu var ise kanamayı artıracağından, mutlaka anestesiztin bu konuda bilgilendirilmesi gerekmektedir.

Ağrısız, sağlıklı doğumlara.